26 Mayıs 2015 Salı

Bağ

Gözlerindeki nemle bakardı annesi ona, oldum olası göz yaşları hep hazırda beklerdi. Erdemin ilk gördüğü gözler buğuluydu hep. Şimdi de değişen pek bir şey olmamıştı. Lakin anlıyordu artık, sıra ona gelmişti. Onun hikayesi oynanacaktı. Kimseyi diyordu, kimseyi dahil etmemeliyim kendi karanlığıma. Hiç kimsenin gözleri dolmamalı benim hikayemin içinde. Ya gerçekten kopmalıyım bu karanlığın takibinden, yalandan da olsa durmadan gülmeli ve güldürmeli ya da kaybolmalıyım. Tek başınalığıma kimseyi ortak etmemeliyim. Henüz bir tercih yapmak için çok erkendi. Kendini alamazdı Cananın tutkusundan daha. Karanlıkla hesabını bir süre daha ertelemeye karar verdi. Umarsız uykuların kucağına bıraktı kendini. Bir Melekle bir Canan tutmaktaydı nöbetini. İçindeki kaçak kuyusunu rüyalarına saklama zamanındaydı.
Melek oğluna usul usul doğumundan, çocukluğundan sonra babasından söz ediyordu. Erdem ise öğle üstleri onun anlattıklarını not ediyordu defterine. Birikiyordu yavaşça, farkında olmadan Hikmet doluyordu içine. İşine geri dönmüştü artık. Bürosunda akşamların Hikmetli yankısı kulağında, davaların küçük ayrıntılarıyla uğraşır olmuştu. Kavgaların düğümünü çözerken ne kadarda çok sokuluyordu bilinmezlğin karanlık sureti yamacına. Bu halin adının Hikmet olduğunu ise annesinin yalnız ikliminden soluyordu durmadan. Hikmet büyütüyordu oğlunu artık. Hakikatin adil iklimine yaklaşıyordu Erdem usul usul.. Zaman en iyi bağ olmuştu ikisi arasında.Melek ise bu bağı dokuyan en iyi ulak. Zamanları bağlayan en usta bağcı.

   

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Ay Masalları

  Ay Masalları,   I.Zaman: Yeni Ay   Kuzgun,   Asırlardır sallanan bir koltukta, küçük kara bir kuş düşü tutuluyordu. Birike bir...