16 Nisan 2015 Perşembe

6-Mümtaz



                                                           
    Mümtaz bir anda kolundan sıkı sıkıya tutmuş olan nazlı dilberi, Meleğini ittirip koşmaya başlıyor. Böyle bir durumda onu tutabilmek, yakalayabilmek ne mümkün. Melek olduğu yere çakılıp kalıyor. Avuçlarının arasından uçup giden o şeye, ümitsizce bakıyor. Balonlarına bakar gibi, kafesinin kapısı açık unutulmuş muhabbet kuşunun ardından bakar gibi, bakıyor Mümtaz’a. O, sanki yılların esaret zincirinden kurtulmanın bir anlık sersemliğiyle yerinden fırladı. Sahildeki o, bildik akşam yürüyüşünün beklenmedik sonu. Belki de Mümtaz’ın beynindeki elektrik dalgalarının kısa devresi sebebiyle o,çılgınca koşmakta. Adımları her havaya kalkışında ve sonra sert taşlara her çarpışında tabanlarının onu götürdüğü yer özgür ruhunun sınırsız limanları olmalıydı. Onu görenler sağa sola kaçışıp yol veriyorlardı. Özgür bir ruhun önünde hiç bir güç duramaz. Ezip geçer ve tüm hücreleriyle beraber yaptığı, ne zaman biteceği belli olmayan koşusuna devam ederdi. Boş içecek kutusunun rüzgarla birlikte ağır ağır tıngırdaması gibi sona erdi, Mümtaz’ın koşusu. Hızlanan soluğuyla birlikte sanki içindeki tüm kinlerini, nefretlerini üfürüyordu. Yoklukları, ulaşılmaz hedefleri, anlamsız özlemleri göğsünün bir kabarıp bir sönen salınışlarıyla dışarı atılıyordu.Yenilenmek diye bir şey varsa eğer insanoğlu için, nefes nefese anlamsız bir boşluk, boş bir bilinç ve sadece ritm, bir inip bir kalkan göğüs kafesi...şşşşt...Çimenlerin üzerine serilmiş Mümtaz. Gözleri kara perdedeki en sönük yıldıza dikilmiş. Vücudundaki hiç bir kas hareket etmiyor. Beyni sadece gözlerine yüklenmiş. Zehirlerini akıtıyor damla damla. Gözlerinin içine çektiği her bir var olanın zehrini  usul usul akıtıyor toprağa. Güneş yeniden, hep olduğu gibi adı olmayan bilinmezliklerden ışıklarıyla ve dayanılmaz ışıltılarıyla beraber yükseliyor. Göz kapaklarının üzerindeki kuvvetli ışığın baskısına daha fazla dayanamayan Mümtaz derin uykularından uyanıyor.
  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Ay Masalları

  Ay Masalları,   I.Zaman: Yeni Ay   Kuzgun,   Asırlardır sallanan bir koltukta, küçük kara bir kuş düşü tutuluyordu. Birike bir...